top of page
Writer's pictureyasemin gozen

Kişisel Gelişmenin Aşırı Kişiselleştirilmesi

Ne demek istiyorum? Tam da bunu demek istiyorum. Kişisel gelişimin aşırı kişiselleştirilmesi çevremizde kendinden başka kimseyi önemsemeyen şartlar ne olursa olsun "Önce Ben" diyen insanlarla dolmasına neden oldu. Böyle mi olmalı? Bence hayır!!


Geçenlerde bir arkadaşımın tavsiyesi ile izlediğim bir videoda tam da bu konudan bahsediliyordu. Bu konu hali hazırda benim de özellikle üzerine düşündüğüm hatta bazı meslektaşlarımla yeri geldiğinde ayak üstü paylaştığım konulardan biri olduğu için, bu konuyu bir de yazıya dökesim geldi.


Kişisel olarak gelişmek hepimizin her daim ihtiyacı olan bir konu. Ancak bu yola çıkarken baştan şunu da kabul etmeli; bunun sonu yok! "Ben kişisel geliştim!" diye bir cümle yok, varsa orada başka bir sorun var, dikkat! :)


Hayatı boyunca kendini geri plana atmış ve sadece başkalarını memnun etmek üzere hayatını kurgulamış birinin, günün birinde bunu fark edip, "bir dakika ben neredeyim, ya benim isteklerim ve benim memnuniyetim?" diye sormasında bir sıkıntı yok, hatta uzun vadeli sağlığı için bu soruyu sorması ve hayatında bunu düzenleyecek yeni kararlar alıp uygulamaya başlaması gayet yerinde bir davranış. İlk zamanlar bu dengeyi oturtma çabasında kendine fazlaca dönebilir, bu da denge bulma yolunda olması gereken aşamalardan biri aslında. Ancak dengeyi oturtma çabası yerine bir uçtan bir diğerine yerleşmek uzun vadede kişinin yalnızlaşmasına neden olabilir.


Oysa biz insanlar, BEDEN-ZİHİN-RUH üçgeninden oluşan SOSYAL varlıklarız. Sosyal ilişikilerimize, sağlıklı bağ kurmaya yönelik çalışmak, kendimize bu yönde hedefler belirlemek ve bu konuda adımlar atmak, bütünsel psikolojik sağlığımız için önemli bir adım.


Kişisel gelişimin başka önemli adımlarından biri de kendini ifade edebilmek. Peki kendini ifade edebilmek ne anlama geliyor? Kişinin yaşadığı herhangi bir durumda kendisini, karşısındaki kişiyi yargılamadan ve suçlamadan "ben" diliyle anlatabilmesi.

("Beni yanlış anlıyorsun ve beni çok üzüyorsun" demek yerine)"Bu yaşadığımız tartışmadan dolayı çok üzgünüm. Kendimi tam ifade edemediğimi düşünüyorum."

("Yanlış düşünüyorsun, sen haksızsın" demek yerine)"Bu konuda seninle aynı fikirde değilim, ben daha farklı düşünüyorum."

Bu tür ifade etmelerin yerine genellikle gözlemlediğim ise, başkasına "haddini bildirmenin" veya "ağzının payını vermenin", kendini ifade etmek olarak yorumlanması ki, bunun yanlış bir yorum olduğunu söyleyebilirim!!! Kendini ifade etmenin özünde önce kendini doğru anlamak, dürüstçe kabul etmek ve yargısızca ifade edebilmek vardır. Sosyal olarak saldırma yoktur. Yani kişisel olarak gelişirken sosyal olarak da o dengeyi gözetmek vardır.


Bu her zaman mümkün mü? Kolay değil evet! Önemli olan fark etmek ve o dengeyi yakalayabilmek için adımlar atmak!


Kendini sevmek ve kendine değer vermek de çok önemli bir konu. Sevgi herşeyin temeli! Ama "kendimi seviyorum, kendime değer veriyorum" derken başkalarını değersizleştirmek, o herşeyin temeli dediğimiz sevginin de doğasına aykırı. Bu noktada başta kendimizle çelişmez miyiz?


Kişisel gelişeceğim diye narsist olmanın bir anlamı yok! O zaman kişisel gelişmiş olmuyoruz zaten, bildiğin narsist bir insan olup çıkıyoruz! Bu da sosyal ilişkilerimizin zayıflamasına, sağlığımız için ihtiyacımız olan sağlıklı sosyal bağlarımızın kopmasına neden olabiliyor.


Her alanda olduğu gibi, kişisel alanlarda da gelişmenin önemi büyük. Ancak biz insanların sağlıklı bireyler olabilmemizin şartlarından birinin de sosyal bağlarımızın güçlenmesi olduğunu hatırlamalıyız. Her zaman "önce ben" "sadece ben" demek değil gelişmek! Gelişmek demek, kendimi de sevip değer vererek, gerektiğinde, durum ve şartları doğru değerlendirip kendi önceliklerimizi askıya alabilmek, gerektiğinde bütüne daha faydalı işler için yardımlaşmak, dayanışmak veya ilişkilerimizi önceliklendirebilmek demek!


Transaksiyonel Analiz kuramının dediği gibi;

"Ben OK'im, sen OK'sin" Bu küçük cümle, içinde o kadar büyük bir derinlik barındırıyor ki; sadece bunu uygulama çabası bile hayatımıza büyük bir sadelik katacaktır.


Yine her konuda olduğu gibi burada da denge unsuru devreye giriyor. Zaten hayatın kendisi de sürekli dengeyi bulmak üzerine kurgulu değil mi?

14 views

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page