top of page
Writer's pictureyasemin gozen

Sadeleşerek zenginleşmek


Sadeleşmek ve zenginliğin aynı cümlede bir arada olması size tuhaf gelmiş olabilir. Bu bir süredir üzerinde düşündüğüm, çalıştığım ve ürettiğim bir konu!


Zenginlik dediğimizde aslında ne anladığımıza bir bakmak gerekiyor. Kelime olarak sanki birşeylerin çokluğunu ifade ediyor, öyle değil mi? Yani ne kadar çok, o kadar zengin! Peki bu çokluk her zaman madde olmak zorunda mı? Elle tutup, gözle göreceğimiz, başka bir deyişle duyu alıcılarımıza bolca uyarı gönderecek birşeyden mi söz ediyoruz?


Sanırım günümüz koşullarında evet. Peki bunu fiziksel olarak görünür olmanın ötesinde bir kavram olarak ele alsak hayatımızda neler değişir?


Yazılarımın yanında her zaman bir fotoğraf kullanıyorum. Bunlar kendi çektiğim fotoğraflar. O an odaklandığım konu ile ilgili galerime göz atarken, bende o konuyu çağrıştıran fotoyu özel olarak seçiyorum. Yani hiçbiri rastgele yazımın yanına iliştirdiğim fotoğraflar değil. Bunu belirtmemin nedeni, bu yazı beraberinde paylaştığım deniz kenarındaki ince bellide bir bardak çay, benim çok zengin hissettiğim anlardan biri! Tamamen o a'na odaklanarak ve yine beş duyumla denizin kokusunu burnuma çektiğim, martıların sesini dinlediğim, rüzgarın esintisini hissettiğim tadına doyamadığım bir bardak çay alt tarafı! Ama o an zengin hissettiren de işte tam olarak bu, odak! Ancak bunu hazırlayan alt nedenlere biraz da değinmek isterim ki, o da SADELEŞMEK!


Sadeleşme konusu aslında çok geniş bir kavram. Ben bunun üzerinde uzunca bir süredir çalışıyorum. Bu konuda internet üzerinden arama yaptığınızda karşınıza pek çok konu çıkacaktır ki, bunlar ağırlıklı olarak minimalizme yönlendiren, yaşadığımız alanlarda yapacağımız birtakım düzenlemelerle bize bazı modeller sunmakta. Mobilyalar, eşyalar, mutfak eşyaları, giysiler, kullandığımız her türlü eşya vb. Ancak tabii ki sadece bunlarla sınırlı değil! Bunun felsefesi, aslında bizim temel yaşam ihtiyaçlarımızın ne kadar az olduğunu fark edip buna göre hayatımızı düzenlemek. Bu da aslında bize o kadar çok yaşam alanımızda kaynak oluşturuyor ki, insan bu konuda biraz çalışmaya başladığında gerçekten hayret ediyor. Konuya sadece minimalizm olarak bakmak zorunda olduğumuzu düşünmüyorum, bu bir tercih sonuçta! Ben şimdilik Sadeleşme kavramını kullanmayı tercih ediyorum.


Bu model, anlayış, bakış açısı, yaşam tarzı (nasıl ifade etmek isterseniz!) bizim herşeyden önce tüketim alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor. Ama her türlü tüketim! Ticari anlamının yanında, zaman tüketimi, ilişki tüketimi kısaca yaşam tüketimi!

Bu sürece başladığınız zaman kendinizi sürekli "buna gerçekten ihtiyacım var mı?" sorusunu sorarken buluyorsunuz. Evdeki mevcut eşyalardan tutun da alışveriş listelerinize kadar, yediğiniz içtiğinize kadar, hatta yapılacaklar listenize kadar! Bu soruyu tükettiğiniz herşey için sorabilirsiniz.


Şimdi çevrenizi düzenlediniz diyelim, ben burada konuyu daha da derinleştirmek istiyorum. Zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz? Zaman konusunda da sadeleşebilir miyiz? Zihninizi nasıl sadeleştirebilirsiniz? Bedeninizi nasıl sadeleştirebilirsiniz? Sosyal hayatınızda nasıl sadeleşebilirsiniz? (Burada sosyalleşmenin genel sağlığımız için faydalı olduğunu belirtmek isterim. Sadece dozu bazen kaçırıyor olabilir miyiz acaba diye bir yoklamakta fayda olduğunu düşünüyorum!)


Bu alanların her biri aslında kendimizi masaya yatırıp incelememizi gerektiren alanlar. Ancak şunu söyleyebilirim ki, elimizden geldiği kadar sadeleşebileceğimiz her alanda sadeleşmek, yeni alışkanlıklar, modeller kazanmak, bizim o küçük anlardan ruhumuzun beslenmesini sağlıyor.


Ruhumuz beslendikçe de zenginleşiyoruz aslında! Küçük an'lar zengini oluyoruz. Bu ise bizim, yaşamın olumsuz koşullarında daha dayanıklı, daha sağlıkla mücadele edebilen ve daha çabuk iyileşmemizi destekleyerek bize bir dönüş sağlıyor.


Sadeleşmek bizi zenginleştiriyor dediğimde ne anlatmak istediğimi daha net ifade edebilmişimdir umarım...


Sevgilerimle...

23 views

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page